
Çin'in ihracatı neden zayıflıyor ve ABD ve AB ile ticaret nasıl gelişiyor? – Yaratıcı görsel: Xpert.Digital
Zayıf iç talep | Çin ihracatı düştü: %4,4 rakamının gerçek anlamı nedir? | ABD'deki patlama sona erdi: Çin'in ABD'ye ihracatı neden %33 düştü?
Çin'in değişen ticaret akışları: ABD tarifelerinin ve yeni pazarların etkisi
Çin ihracat sektörü ciddi bir baskı altında. Ağustos 2025'te Çin ihracatı yıllık bazda yalnızca %4,4 oranında büyüdü; bu, Bloomberg'in %5,5'lik beklentisinin oldukça altında. Bu yavaşlama, son altı ayın en düşük ihracat büyümesini temsil ediyor ve uluslararası ticaretteki devam eden zorlukları yansıtıyor.
En büyük düşüş, Amerika Birleşik Devletleri ile ticarette görüldü. Çin'in ABD'ye ihracatı, Temmuz ayındaki %21'lik düşüşün ardından, Ağustos ayında yıllık bazda %33 düştü. Bu büyük düşüş, iki ülke arasında aylardır devam eden ticaret gerginliğinin doğrudan bir sonucu.
Çin'in dış ticaret dengesi de Ağustos ayında beklentilerin altında kalarak 102 milyar dolar oldu, ancak bir önceki yıla göre daha yüksek seyretti. İthalatın Temmuz ayındaki %4,1'e kıyasla yalnızca %1,3 oranında artması, zayıf iç talebin göstergesi oldu.
ABD tarifelerinin rolü nedir ve ticaret anlaşmazlığı nasıl gelişiyor?
ABD ile Çin arasındaki ticaret anlaşmazlığı, Nisan 2025'te şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaştı. ABD Başkanı Donald Trump, Çin mallarına zaman zaman yüzde 145'i aşan sert cezalandırıcı tarifeler uyguladı. Çin ise buna karşılık olarak ABD ithalatına yüzde 125'e varan misilleme tarifeleri uyguladı.
Mayıs 2025 ortalarında, her iki ülke Cenevre'de gümrük vergilerinde geçici bir indirim konusunda anlaştı. Çin'in ABD'ye ihracatında gümrük vergileri %30'a, ABD'nin Çin'e ihracatında ise %10'a düşürüldü. Bu gümrük vergisi ertelemesi daha önce birkaç kez uzatılmış, en son Ağustos 2025'te 10 Kasım 2025'e kadar 90 gün daha uzatılmıştı.
Trump, iki ülke arasındaki mevcut müzakerelerin "oldukça iyi" gittiğini ve Devlet Başkanı Xi Jinping ile ilişkilerinin "çok iyi" olduğunu söylüyor. Ancak Trump'ın bazı Çin mallarına yüzde 200 gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunması nedeniyle durum hala hassas.
Çin, ticaret akışını Avrupa ve Almanya'ya nasıl kaydırıyor?
ABD'ye ihracat çökerken, Çin ticaret akışlarında kayda değer bir yeniden yapılanma gerçekleştiriyor. Çin'in Avrupa Birliği'ne ihracatı Ağustos ayında %10'dan fazla artarken, Almanya'ya ihracat %7,5 arttı ve bu da Çinli üreticiler için Avrupa pazarının artan önemini vurguladı.
Bu gelişme, Almanya'nın dış ticaret dengesine de yansıdı. 2025'in ilk beş ayında Almanya, Çin'den yaklaşık yüzde 10 daha fazla mal ithal ederken, Almanya'nın Çin'e ihracatı yüzde 14 düştü. Almanya'nın Çin ile olan dış ticaret açığı, 2020'ye kıyasla üç kattan fazla arttı.
Metal ürünleri ticareti özellikle çarpıcı bir şekilde gelişti: Almanya'nın Çin'e ihracatı yüzde 25 azalırken, Çin'den ithalat aynı oranda arttı. Almanya'nın Çin'e motorlu taşıt ihracatı yüzde 36 oranında düşerken, Çin'in Almanya'ya makine ve ilaç ürünleri ithalatı yüzde 19'ar arttı.
Bu gelişme Alman ekonomisi için ne anlama geliyor?
Ticaret akışlarındaki değişim, Alman sanayisinin özünü etkiliyor. Çin, 2015'ten bu yana ilk kez ABD tarafından geride bırakılarak artık Almanya'nın en önemli ticaret ortağı değil. Almanya ile Çin arasındaki ticaret hacmi, 2022'de yaklaşık 300 milyar avro iken, 2024'te 246 milyar avroya ulaştı.
Bu gelişme, sorunlu bir asimetriyi ortaya koyuyor: Alman şirketleri Çin'deki pazar payını kaybederken, Çin ürünleri Alman pazarını giderek daha fazla ele geçiriyor. Bu eğilim, Çin yuanının avro karşısında değer kaybetmesiyle daha da kötüleşiyor ve bu da Çinli üreticilere ek rekabet avantajları sağlıyor.
IW dış ticaret uzmanı Jürgen Matthes, bir "Çin şoku" konusunda uyarıyor ve AB ticaret politikasının, Çin'in sübvansiyonlar ve döviz manipülasyonu yoluyla yarattığı rekabet bozucu etkilerle daha kapsamlı bir şekilde mücadele etmesi gerektiğini savunuyor. AB'nin Çin'den gelen elektrikli otomobillere uyguladığı dengeleyici tarifeler şimdiden etkisini göstermeye başladı: Çin'den gelen elektrikli otomobil ithalatı %38 düştü.
Önerimiz: 🌍 Sınırsız erişim 🔗 Ağ bağlantılı 🌐 Çok dilli 💪 Güçlü satışlar: 💡 Stratejiyle özgün 🚀 Yenilik buluşuyor 🧠 Sezgi
Yerelden küresele: KOBİ'ler akıllı stratejilerle küresel pazarı ele geçiriyor - Resim: Xpert.Digital
Bir şirketin dijital varlığının başarısını belirlediği bir zamanda, zorluk bu varlığın nasıl özgün, bireysel ve geniş kapsamlı hale getirileceğidir. Xpert.Digital, kendisini bir endüstri merkezi, bir blog ve bir marka elçisi arasında bir kesişim noktası olarak konumlandıran yenilikçi bir çözüm sunuyor. İletişim ve satış kanallarının avantajlarını tek platformda birleştirerek 18 farklı dilde yayın yapılmasına olanak sağlar. Ortak portallarla yapılan işbirliği ve Google Haberler'de makale yayınlama olanağı ve yaklaşık 8.000 gazeteci ve okuyucudan oluşan bir basın dağıtım listesi, içeriğin erişimini ve görünürlüğünü en üst düzeye çıkarıyor. Bu, dış satış ve pazarlamada (SMarketing) önemli bir faktörü temsil eder.
Bununla ilgili daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz:
Ticaretin saptırılması ve sonuçları: Almanya ve Avrupa'nın bundan sonra neler beklemesi gerekiyor?
Çin, ABD'ye alternatif olarak ihracatını nereye kaydırıyor?
Çin, ihracat pazarlarını coğrafi olarak çeşitlendirmeye yönelik hedefli bir strateji izliyor. Bu yeniden yapılanma, özellikle Güneydoğu Asya'da başarılı oldu. ASEAN ülkelerine ihracat %22,5 artarken, Japonya'nın Çin ithalatında %6,9'luk bir artış kaydedildi.
Strateji, salt ticari ilişkilerin çok ötesine geçiyor. Çin'in Güneydoğu Asya'nın en büyük dört ortak ülkesine (Endonezya, Malezya, Tayland ve Vietnam) yaptığı doğrudan yatırımlar on yılda dört katına çıktı ve şu anda yıllık ortalama 8,8 milyar dolara ulaştı. Bu ülkeler artık Çin ile o kadar iç içe geçmiş durumda ki, ikili ticaret, gayri safi yurtiçi hasılalarının ortalama %19'unu oluşturuyor.
Latin Amerika'da Çin, 2024 itibarıyla 518 milyar dolarlık ticaret hacmiyle halihazırda ikinci büyük ticaret ortağı konumundadır. Peru, Şili ve Arjantin de dahil olmak üzere 20'den fazla Latin Amerika ülkesi Yeni İpek Yolu'na katılmıştır. Çin, lityum madenciliği, bakır üretimi ve elektromobilite gibi önemli sektörlere stratejik yatırımlar yapmaktadır.
Çin'in Afrika'daki angajmanı nasıl gelişiyor?
Afrika, Çin'in küresel çeşitlendirme stratejisinde merkezi bir rol oynamaktadır. Çin, yaklaşık 152 milyar avroluk ticaret hacmiyle halihazırda Afrika'nın en büyük ticaret ortağıdır. Pekin'de düzenlenen 2024 Çin-Afrika Forumu'nda, Devlet Başkanı Xi Jinping önümüzdeki üç yıl boyunca 360 milyar yuan (yaklaşık 45 milyar avro) ek kredi ve yatırım sözü vermiştir.
Bu fonlar çeşitli kanallardan akacak: 210 milyar yuan kredi, 80 milyar yuan yardım ve 70 milyar yuan da özel Çin şirketlerine aktarılacak. Çin, son 25 yılda Afrika'da 1.000'den fazla köprü, yaklaşık 100 liman ve 10.000 kilometre demiryolu hattı inşa etti.
Ancak yatırım stratejisi değişti. Eskiden büyük ölçekli altyapı projelerine odaklanılırken, Çin artık "küçük ama güçlü" sürdürülebilir projelere ve yerel ekonomileri canlandırmaya odaklanıyor. Çin, düzenlediği zirvede bazı Afrika ülkeleriyle gümrüksüz ticaret yapacağını duyurdu.
Çin'in genişlemesinin beraberinde getirdiği zorluklar nelerdir?
Çin'in gelişmekte olan ülkelere yönelik ihracatındaki büyük artış giderek artan bir dirençle karşılaşıyor. Endonezya'dan Brezilya'ya kadar, ucuz Çin malları piyasaları dolduruyor ve COVID-19 pandemisinden hâlâ kurtulmaya çalışan yerel endüstrilere zarar veriyor.
Çin ihracatının yüzde 50'si artık gelişmekte olan ülkelere gidiyor ve bu durum Çin'in ticaret ve yatırım uygulamalarına karşı ciddi bir tepkiye yol açıyor. Uzmanlar, Çin'in ihracatının Latin Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya ile ilişkilerinde büyük bir sorun haline gelmemesi için artan baskılarla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıyor.
Ancak Çin'in iç talebinin göreceli zayıflığı ve ülkenin endüstriyel gücüne verdiği önem, ucuz Çin mallarının yurtdışına akışının yakın gelecekte azalma olasılığının düşük olduğu anlamına geliyor.
Diğer pazarlar Çin rekabetine nasıl tepki veriyor?
AB, somut karşı önlemler aldı bile. 2024 sonbaharından beri yürürlükte olan, sübvansiyonlu Çin malı elektrikli otomobillere uygulanan dengeleyici tarifeler etkisini gösteriyor: Almanya'ya Çin malı elektrikli araç ithalatı %38, ithal edilen araç sayısı ise %30 azaldı.
Bu önlemler, AB'nin Çin'in rekabeti bozan politikalarıyla mücadele etme stratejisinin bir parçasıdır. Alman Ekonomi Enstitüsü, eşit şartlar sağlamak amacıyla AB ticaret politikasının Çin sübvansiyonları ve para birimi manipülasyonlarıyla daha kapsamlı bir şekilde mücadele etmesi çağrısında bulunmaktadır.
Çin'in ticaret uygulamalarına karşı direnç diğer bölgelerde de artıyor. Birçok ülke, kendi iç sanayilerini korumak için Çin ithalatına karşı koruma önlemleri almayı düşünüyor veya uygulamaya koydu bile.
Ticaretin yönünün değiştirilmesinin uzun vadeli etkileri nelerdir?
Çin ticaret akışlarının yön değiştirmesi, küresel ekonomik coğrafyayı kökten değiştiriyor. Çin, gelişmekte olan ülkelerde sistematik olarak yeni bağımlılıklar inşa ederken, ABD ve bir ölçüde Avrupa ile geleneksel ticaret ilişkileri zayıflıyor.
Bu gelişmenin geniş kapsamlı jeopolitik etkileri var. Çin, sözde "Küresel Güney"deki nüfuzunu güçlendirirken aynı zamanda Batı pazarlarına olan bağımlılığını da azaltıyor. Büyük ölçekli altyapı kredileri azalırken, Yeni İpek Yolu da bu stratejinin bir aracı haline geliyor.
Bu durum, Alman ve Avrupa ekonomileri için yeni zorluklar yaratıyor. Bir yandan kısa vadede artan Çin ithalatından faydalanırken, diğer yandan Çin'deki pazar paylarını kaybediyorlar ve üçüncü taraf pazarlarda Çin rekabetinin artmasını beklemek zorunda kalıyorlar.
2025 yılı sonuna doğru durum nasıl gelişebilir?
Önümüzdeki aylar, küresel ticaret akışlarının gelecekteki gelişimi açısından kritik öneme sahip olacak. ABD ile Çin arasında Kasım 2025'e kadar uzatılan gümrük vergisi ertelemesi, daha fazla müzakere için alan sunuyor. Trump ile Xi Jinping arasında bir görüşme mümkün, ancak henüz somut olarak planlanmadı.
Müzakereler başarısız olursa, tarifeler tekrar yüzde 100'ün üzerine çıkabilir ve bu da Çin ihracatının başka pazarlara yönlendirilmesini daha da hızlandırabilir. Bu durum, Avrupa ve diğer pazarlar üzerindeki baskıyı daha da artırabilir.
ABD ile bir ticaret anlaşmasına varılsa bile Çin'in çeşitlendirme stratejisini sürdürmesi muhtemeldir. Güneydoğu Asya, Latin Amerika ve Afrika'daki ticaret ilişkileri ve yatırımlar bir kez sağlandıktan sonra kolayca tersine çevrilemez.
Almanya ve Avrupa için bu, ticaret ortamında kalıcı bir değişime hazırlanmaları gerektiği anlamına geliyor. Çin'in öncelikli olarak bir ihracat destinasyonu ve ucuz bir üretim merkezi olarak hizmet verdiği günler giderek geçmişte kalıyor. Bunun yerine, Çin küresel pazarlarda giderek daha doğrudan bir rakip haline geliyor ve bu da yeni ticaret politikaları gerektiriyor.
Küresel pazarlama ve iş geliştirme ortağınız
☑️İş dilimiz İngilizce veya Almancadır
☑️ YENİ: Ulusal dilinizde yazışmalar!
Size ve ekibime kişisel danışman olarak hizmet etmekten mutluluk duyarım.
iletişim formunu doldurarak benimle iletişime geçebilir +49 89 89 674 804 (Münih) numaralı telefondan beni arayabilirsiniz . E-posta adresim: wolfenstein ∂ xpert.digital
Ortak projemizi sabırsızlıkla bekliyorum.