
IoT Optimizasyonu: Lojistik, depo süreçlerini iyileştirmek için Nesnelerin İnterneti'ni (IoT) nasıl kullanıyor? – Görsel: Xpert.Digital
Verimli soğuk zincir: Küresel lojistikte sürdürülebilirlik
Lojistik sektörü, Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi teknolojik yeniliklerin yönlendirdiği derin bir dönüşümden geçiyor. Dünyanın önde gelen sözleşmeli lojistik sağlayıcısı ve Deutsche Post DHL Grubu'nun bir parçası olan DHL Supply Chain, bu alanda öncü konumda. DHL, depo ortamlarında IoT teknolojilerini kullanarak operasyonlarının verimliliğini artırmayı ve aynı zamanda iş yeri güvenliğini iyileştirmeyi hedefliyor. Bu gelişmeler, yalnızca depoların işleyiş biçimini değil, müşteri hizmetlerini de temelden değiştirebilecek, tamamen dijitalleşmiş bir tedarik zincirine doğru önemli bir adımı işaret ediyor.
2017 yılında DHL, teknoloji devi Cisco ve yenilikçi girişim Conduce ile iş birliği yaparak Almanya, Hollanda ve Polonya'da üç lokasyonda pilot projeler başlattı. Bu projeler, gerçek dünya depo ortamlarında IoT'nin potansiyelini test etmeyi ve süreç optimizasyonuna dair değerli bilgiler edinmeyi amaçlıyordu. Bu testlerin sonuçları umut vericiydi ve IoT teknolojilerinin operasyonları nasıl kolaylaştırabileceğini ve potansiyel güvenlik risklerini erken aşamada nasıl tespit edebileceğini gösterdi.
Lojistikte Nesnelerin İnterneti (IoT) nasıl çalışıyor?
Nesnelerin İnterneti (IoT), veri alışverişi yapmak ve birbirleriyle iletişim kurmak için sensörler, yazılımlar ve diğer teknolojilerle donatılmış fiziksel nesnelerin ("şeyler" olarak da adlandırılır) bir ağını tanımlar. Lojistikte bu, bir depodaki çeşitli cihaz ve makinelerin gerçek zamanlı olarak veri toplamak ve analiz etmek için ağa bağlanabileceği anlamına gelir. Örneğin DHL'de, tarayıcı sensörleri, taşıma ve yükleme ekipmanları ve şirketin kendi depo yönetim sistemi, malların ve süreçlerin durumu hakkında sürekli olarak bilgi toplamak için kullanılır.
Bu teknolojinin temel unsurlarından biri, operasyonel verilerin gerçek zamanlı grafiksel gösterimidir. Örneğin, ısı haritaları depo operasyonlarındaki darboğazları veya yoğun zamanları belirlemek için kullanılabilir. Bu görsel sunum, sahadaki sorumluların değişikliklere hızlı bir şekilde tepki vermesini ve gerekli ayarlamaları yapmasını sağlar. Operasyonel süreçleri gerçek zamanlı olarak izleme yeteneği, verilerin genellikle ancak olaydan sonra analiz edildiği geleneksel yöntemlere göre önemli bir gelişmeyi temsil etmektedir.
Gerçek zamanlı veri analizi yoluyla verimlilik artışı
Bu gerçek zamanlı veri analizinin avantajları çok yönlüdür. Birincisi, personel veya makine gibi kaynakların en acil ihtiyaç duyulan yerlere tam olarak yönlendirilmesiyle depo süreçleri daha verimli hale getirilebilir. İkincisi, sürekli izleme, potansiyel sorunların erken aşamada tespit edilmesini ve çözülmesini sağlar. Bu, örneğin, makine arıza sürelerini en aza indirmeye veya çalışanlar için güvenlik risklerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Pilot projelerden somut bir örnek, DHL'nin IoT teknolojilerini kullanarak bekleyen siparişlere bağlı olarak ihtiyaç duyulan depo çalışanı ve nakliye ekipmanı sayısını nasıl belirleyebildiğini göstermektedir. Bu veriler daha sonra görselleştirilmiş ve darboğazların önlenmesine ve personel optimizasyonuna yardımcı olmuştur. Bu tür önlemler yalnızca verimliliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda çalışanlar için çalışma koşullarını da iyileştirir.
Nesnelerin İnterneti (IoT) aracılığıyla işyeri güvenliği
Verimliliği artırmanın yanı sıra, güvenlik de depo ortamlarında IoT teknolojilerinin uygulanmasında merkezi bir rol oynamaktadır. Cihazların ve makinelerin sürekli izlenmesi, potansiyel güvenlik risklerinin erken tespit edilmesini sağlar. Örneğin, makine çalışmasındaki düzensizlikler, arıza veya hatta kaza meydana gelmeden önce tespit edilebilir.
Ayrıca, IoT sistemi, depo içindeki çalışan hareket modellerinin analizini mümkün kılar. Bu sayede, kazaların daha sık meydana gelme olasılığının yüksek olduğu tehlikeli alanlar belirlenebilir. Bu verilere dayanarak, çalışanlara yönelik riski en aza indirmek için hedefli önlemler alınabilir; bu önlemler ek güvenlik önlemleri veya iş yerinin yeniden tasarlanması yoluyla olabilir.
Geleceğin dijital tedarik zinciri
DHL için tedarik zincirinin dijitalleştirilmesi önemli bir hedeftir. Şirket, gelecekteki zorluklara yönelik proaktif çözümler geliştirmek için müşterileri ve teknoloji uzmanlarıyla yakın iş birliği içinde çalışmaktadır. Bu, yalnızca mevcut süreçleri daha verimli hale getirmekle kalmayıp, tamamen yeni iş modellerini de mümkün kılmayı içerir.
Bunun bir örneği, malların teslim alınmasından ve depolanmasından son müşteriye teslimatına kadar tüm değer zinciri boyunca IoT teknolojilerinin entegrasyonudur. Ağ bağlantılı cihazlar kullanılarak, lojistik sürecinin tüm adımları sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanabilir. Bu, tedarik zincirinde daha fazla şeffaflığa yol açmakla kalmaz, aynı zamanda operasyonların daha hassas planlanmasını ve kontrolünü de sağlar.
Dijital tedarik zincirinin bir diğer avantajı da öngörücü bakım imkanıdır. Makinelerin ve ekipmanların sürekli izlenmesi, bakım ihtiyaçlarının arıza meydana gelmeden önce bile erken tespit edilmesini sağlar. Bu, yalnızca arıza sürelerini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda onarım maliyetlerini de düşürür.
Uygulama zorlukları
Birçok avantajına rağmen, Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojilerinin uygulanması bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Bunlardan biri de veri güvenliği. Giderek daha fazla cihaz birbirine bağlanıp hassas bilgiler alışverişinde bulundukça, siber saldırı riski de artıyor. Bu nedenle şirketler, BT altyapılarının yeterince korunduğundan ve hassas verilerin yanlış ellere geçmediğinden emin olmalıdır.
Bir diğer zorluk ise birçok şirketin dijitalleşmiş bir tedarik zincirine henüz tam olarak hazır olmamasıdır. Genellikle hem teknik uzmanlıktan hem de modern teknolojilere gerekli yatırımlardan yoksundurlar. Ancak DHL, bu engellerin üstesinden gelmek için Cisco gibi teknoloji ortaklarıyla yakın iş birliğinin şart olduğunu çoktan fark etmiştir.
Gelecek, Nesnelerin İnterneti'ne aittir.
DHL'in pilot projeleri, Nesnelerin İnterneti'nin (IoT) lojistik sektörü için muazzam potansiyelini ortaya koymuştur. Ağ bağlantılı cihazların kullanımı, daha verimli süreçler sağlar ve güvenlik risklerini en aza indirir. Aynı zamanda, IoT şeffaf ve esnek bir tedarik zinciri için tamamen yeni olanaklar sunmaktadır.
DHL, bu alanda öncü konumunu sağlamlaştırmış ve dijital çözümlerini daha da geliştirmek için yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bu sadece mevcut süreçleri optimize etmekle ilgili değil, tamamen yeni bir çalışma biçimi yaratmakla ilgilidir: Şirket sözcüsü, "Değişikliklere sadece tepki vermek değil, onları aktif olarak şekillendirmek istiyoruz" dedi.
Küreselleşmenin giderek arttığı ve esneklik taleplerinin yükseldiği bir dönemde, Nesnelerin İnterneti şüphesiz hem DHL hem de dünya çapındaki tüm lojistik sektörü için kilit bir rol oynayacaktır.
İçin uygun:
- Lojistikte IoT inovasyonu: DHL, depo altyapılarında verimliliği ve güvenliği artırmak için Nesnelerin İnterneti'nin olanaklarından yararlanıyor.
- Global Investors ticaret dergisinde Xpert.Digital tarafından yayınlanan makale: Nesnelerin İnterneti, gelecekteki gelişimi hala belirsiz olsa bile, şirketler ve yatırımcılar için yeni perspektifler açıyor.
