
Yapay zekâlı Hainer – TU Darmstadt'taki insansı robot "Hainer" – Almanya'nın en gelişmiş araştırma robotu – Resim: TU Darmstadt / Video ekran görüntüsü
Hainer – Almanya'nın en gelişmiş robotu Darmstadt'ta havalandı
Yapay zekâ inovasyonla buluşuyor: Robotikte yeni bir yüz
Şubat 2025'in sonunda, Darmstadt Teknik Üniversitesi olağanüstü yeni bir çalışanı tanıttı: Almanya'da benzersiz kabul edilen ve dünya çapında dikkat çeken son teknoloji ürünü bir insansı robot. Resmi olarak "Talos serisi"nden olan 1,75 metre boyunda ve 95 kilogram ağırlığındaki robota Darmstadt'ta "Hainer" adı verildi; bu isim, Darmstadt'ın tipik lakabı "Heiner" ile yapay zekâ anlamına gelen "AI" kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bu robotun tanıtımıyla birlikte, TU Darmstadt aynı zamanda yeni İnsansı Robotik Laboratuvarı'nı da kurarak Almanya'da insansı otonom sistemler alanındaki araştırmaların ön saflarında yer aldı.
İçin uygun:
Robotun teknik özellikleri ve yetenekleri
“Hainer” (açılımı “Deneysel Araştırma İçin İnsansı Yapay Zeka Merkezi”) olarak bilinen robot, onu geleneksel robotlardan açıkça ayıran bir dizi etkileyici teknik özelliğe sahip. 32 eklemi, stratejik olarak yerleştirilmiş yedi kamerası (biri kafasında, ikisi her elinde ve biri her ayağında) ve değiştirilebilir tutucuları sayesinde karmaşık hareketler gerçekleştirebiliyor ve çevresiyle etkileşim kurabiliyor. Etkileyici işlem gücü, entegre bir yapay zeka hızlandırıcı ile daha da artırılarak, karmaşık dizileri bile planlayıp yürütmesini sağlıyor.
Hainer'in en önemli ayırt edici özelliği ise tork kontrolüdür. Sadece önceden programlanmış pozisyonları alabilen geleneksel robotların aksine, bu teknoloji robotun kuvvetlerini hassas bir şekilde kontrol etmesine ve böylece daha akıcı, insana daha benzer hareketler gerçekleştirmesine olanak tanır. TU Darmstadt'taki Akıllı Otonom Sistemler bölümünün başkanı Profesör Jan Peters bu önemli farkı vurguluyor: "32 eklemiyle tork kontrollü bir şekilde hareket edebiliyor ve bu nedenle çok daha esnek.".
Robotun yetenekleri olağanüstü. Uzattığı her koluyla altı kilogram kaldırabiliyor, merdiven çıkabiliyor, engebeli arazide yürüyebiliyor ve kavrayıcı elleriyle çeşitli nesneleri manipüle edebiliyor. Resmi tanıtımda Hainer, kollarının farklı yönlere akıcı hareketini, masaya yürümesini, küçük nesneleri kavrayıp uzatmasını ve sallanan bir tahta üzerinde dengede durmasını içeren bazı yeteneklerini sergiledi.
İnsansı robotlar için yeni laboratuvar
Robotun satın alınmasıyla birlikte, TU Darmstadt aynı zamanda insansı robotik alanında yeni bir disiplinlerarası araştırma laboratuvarı kurmuştur. Bu laboratuvar, motor beceriler, bilişsel algı ve insan-robot etkileşimi arasındaki karmaşık etkileşimi incelemek için bir platform sağlamaktadır. Bu laboratuvarın kurulması, TU Darmstadt'ın yapay zeka ve robotik alanlarında en ileri düzeyde araştırma yapmaya yönelik stratejik odağını vurgulamaktadır.
Laboratuvarın disiplinlerarası yapısı, çeşitli disiplinlerin katılımında kendini göstermektedir. Profesör Jan Peters'ın Akıllı Otonom Sistemler araştırma grubuna ek olarak, grup, diğerlerinin yanı sıra Simülasyon, Sistem Optimizasyonu ve Robotik (Profesör Oskar von Stryk), Etkileşimli Robot Algılama ve Öğrenme (Profesör Georgia Chalvatzaki), Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi Laboratuvarı (Profesör Kristian Kersting) alanlarının yanı sıra elektrik mühendisliği ve beşeri bilimlerden disiplinleri de içermektedir. Bu geniş işbirliği, araştırma sorularına çok yönlü bir yaklaşım sağlamakta ve çeşitli uzmanlıkları bir araya getirmektedir.
Laboratuvarın başında Dr. Oleg Arenz bulunuyor ve ekibiyle birlikte robotu çeşitli seviyelerdeki öğrenme sorunlarına yönelik temel araştırmalar için kullanmayı amaçlıyor. Robotun, daha fazla çeviklik ve dinamizm için gelecekteki genişletme bileşenlerinin ve laboratuvar ekipmanının satın alma maliyetleri yaklaşık 1,8 milyon euro olup, bu maliyet TU Darmstadt ve Alman Araştırma Vakfı (DFG) tarafından eşit olarak paylaşılıyor.
Araştırma öncelikleri ve vizyonları
Dr. Arenz ve Profesör Peters liderliğindeki araştırma ekibi, Hainer ile birlikte öğrenme robotik alanında iddialı hedefler peşinde koşuyor. Temel araştırma ilgi alanlarından biri, donanım seviyesindeki motor kontrolü ile yapay zeka yoluyla soyut düşünme arasındaki etkileşimdir. Robot, özellikle çeşitli görevleri yerine getirebildiği için bu konuda benzersiz ön koşullar sunuyor; sadece yürüyebilmekle kalmıyor, aynı zamanda ağır nesneleri ve aletleri de manipüle edebiliyor, bu da onu diğer insansı robotlardan ayırıyor.
Araştırmanın önemli bir yönü taklit yoluyla öğrenmedir. Profesör Peters, robotun başlangıçta bu yöntemle öğrendiğini açıkladı; şimdiden masa tenisi oynamayı ve beş topu aynı anda havada tutmayı öğrendi. Dr. Arenz'in açıkladığı gibi, bir sonraki hedef Hainer'in davul çalmayı öğrenmesidir. Peters, robotun yakında bir kitabı okuyup içeriğini anlatabileceğine de inanıyor.
Ancak araştırmacıların vizyonu bu acil hedeflerin çok ötesine uzanıyor. Profesör Peters, Hainer gibi insansı robotların beş ila on yıl içinde, örneğin tehlikeli iş yerlerinde veya bakım hizmetlerinde bağımsız olarak çalışabileceklerini öngörüyor. Bu değerlendirme, bilim insanlarının bu tür robotik sistemlerin geliştirilmesinde gördüğü muazzam potansiyeli vurguluyor.
Laboratuvarda görev alan Profesör Georgia Chalvatzaki de, ERC tarafından finanse edilen “SIREN” projesi kapsamında robotlar ve çevreleri arasındaki karmaşık etkileşimin altında yatan prensipleri araştırıyor. Proje, robotların nasıl öğrenebileceğine dair yeni bir sistemik bakış açısı öneriyor: robotun ve çevresinin bütünleşik bir sistem olarak bütünsel bir temsili. Sonuçların, insansı mobil manipülatörlerin yapılandırılmamış, insan benzeri ortamlarda bağımsız olarak gezinmelerini ve zorlu görevleri yerine getirmelerini sağlaması amaçlanıyor.
Uluslararası rekabet durumu ve zorluklar
Hainer robotunun satın alınması, TU Darmstadt'ı son derece rekabetçi bir uluslararası ortama yerleştiriyor. Şu anda dünya çapında bu tür bir robota sahip sadece beş araştırma kurumu daha bulunuyor; bu da bu yatırımın ayrıcalığını ve önemini vurguluyor. Almanya'da Darmstadt Hainer, türünün tek örneği.
Profesör Peters ise özellikle Çin ve ABD'den gelen artan uluslararası rekabete dikkat çekiyor. Çin'de 100 ila 200 şirketin benzer teknolojiler üzerinde araştırma yaptığını ve yakın gelecekte ABD'de de bu alana önemli yatırımlar beklediğini belirtiyor. Bu küresel rekabet ortamı, insansı robotlar üzerine yapılan araştırmaların stratejik öneminin altını çiziyor.
Peters, Almanya'da daha fazla gelişme ve ticari üretim önündeki üç temel engeli şöyle sıralıyor: bilgisayar bilimcisi eksikliği ("yüz kat daha fazlasına ihtiyacımız var"), karmaşık bürokrasi ("Almanya'da bir yıl boyunca form doldurmanız gerekiyor, oysa ABD'de tek bir sayfa yeterli") ve sermaye bulmada yaşanan zorluklar. Uluslararası alanda rekabetçi kalabilmek için bu zorlukların üstesinden gelinmesi gerekiyor.
Bu engellere rağmen, TU Darmstadt'taki araştırmacılar, orta ölçekli işletmeler tarafından kullanılabilecek robotlar üzerinde "telekinesis.ai" adlı yan kuruluşla birlikte zaten çalışıyorlar. Geleneksel endüstriyel robot nesli yalnızca belirli görevleri yerine getirebilirken, yeni neslin yapay zekayı entegre etmesi ve çok çeşitli farklı faaliyetleri gerçekleştirebilmesi amaçlanıyor.
Demografik değişim ve yapay zekâ destekli robotların rolü
Hainer gibi insansı robotların geliştirilmesi, bunların toplumumuzdaki gelecekteki rolleri hakkında soruları gündeme getiriyor. Profesör Peters şu konuda hemfikir: “Robotların günlük hayatın bir parçası haline geldiğini göreceğiz.” Örneğin, robotların bir YouTube eğitim videosunu izleyip ardından görevi anında yerine getirebileceği bir geleceği tanımlıyor; bu potansiyel “akla gelebilecek her şeyi” kapsayabilir.
TU Darmstadt Rektörü Tanja Brühl, bu araştırmanın toplumsal faydalarını vurguluyor: “Bilim yoluyla dünyayı biraz daha iyi hale getirmek istiyoruz.” Gelecek nesil bilim insanlarının robotik alanını ilerletme sorumluluğu taşıdığını düşünüyor. Bu açıklama, TU Darmstadt'ın araştırmalarında izlediği uzun vadeli bakış açısının altını çiziyor.
Demografik değişiklikler ve birçok ülkede azalan nüfus göz önüne alındığında, robotlar iş gücü olarak giderek daha önemli hale gelebilir. Bu toplumsal önem, insansı robotlar üzerine yapılan araştırmalara salt bilimsel ilginin ötesinde ek bir boyut kazandırıyor.
Profesör Peters ayrıca bu gelişmenin etik yönlerine de dikkat çekiyor: "Robotlara etik kurallar getirilmelidir." Bu ifade, araştırmacıların otonom sistemlerin geliştirilmesiyle birlikte gelen sorumluluğun farkında olduklarını vurguluyor.
İçin uygun:
- İşsizliği mi artırıyor yoksa iş yaratıyor mu? Otomasyon, yapay zeka ve robotik hakkında gerçekler – Montaj hattından “düşünme hattına” mı?
Yeni nesil robotik: Hainer ve küresel zorluklara çözüm
İnsansı robot Hainer'in satın alınması ve İnsansı Robotik Laboratuvarı'nın kurulmasıyla, TU Darmstadt insan benzeri otonom sistemler araştırmalarında önemli bir adım atmıştır. Robotun teknik yetenekleri, özellikle tork kontrolü, makine öğrenimi robotik ve insan-robot etkileşimi alanlarında temel araştırmalar için yeni olanaklar sunmaktadır.
Çeşitli alanlardaki disiplinlerarası iş birliği ve araştırma faaliyetlerinin uluslararası entegrasyonu, TU Darmstadt'ın izlediği bütüncül yaklaşımı göstermektedir. Bilim insanlarının insansı robotların yakın gelecekte bağımsız olarak çalışabilecekleri yönündeki vizyonu, bu teknolojinin potansiyelini ortaya koymaktadır.
Almanya'da insansı robotların daha da geliştirilmesiyle ilgili zorluklar (beceri eksikliği, bürokrasi ve finansman sorunları), bu tür sistemlerin yaygın olarak uygulanmasının önünde hala engellerin bulunduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, ilgili bilim insanlarının kararlılığı ve TU Darmstadt'ın stratejik odağı, Hainer gibi insansı robotlar üzerine yapılan araştırmaların bu alandaki teknolojik gelişmeye önemli bir katkı sağlayacağını düşündürmektedir.
Profesör Peters'ın özetlediği gibi: "Robotların günlük hayatın bir parçası haline geldiğini göreceğiz." TU Darmstadt, insansı robot Hainer gibi projelerle bu gelecek vizyonunu adım adım gerçeğe dönüştürmeye katkıda bulunuyor.
İçin uygun:
Küresel pazarlama ve iş geliştirme ortağınız
☑️İş dilimiz İngilizce veya Almancadır
☑️ YENİ: Ulusal dilinizde yazışmalar!
Size ve ekibime kişisel danışman olarak hizmet etmekten mutluluk duyarım.
iletişim formunu doldurarak benimle iletişime geçebilir +49 89 89 674 804 (Münih) numaralı telefondan beni arayabilirsiniz . E-posta adresim: wolfenstein ∂ xpert.digital
Ortak projemizi sabırsızlıkla bekliyorum.

